Apple'dan M5 MacBook Pro için "sessiz" devrim: Batarya değişimi artık bir çile değil!

Apple'dan M5 MacBook Pro için "sessiz" devrim: Batarya değişimi artık bir çile değil!

Bu yıl M5 işlemcili iPad  Pro ve MacBook Pro'yu piyasaya süren Apple, her iki ürün gamında önemli performans geliştirmeleri yaptı. Söz konusu cihazlar yapılan testlerde müthiş performans gösterdi. Ancak Apple'ın birçok kişiden gizlediği detaylar, haftalar sonra gün yüzüne çıkmaya başladı. Bunlardan biri de M5 MacBook Pro'nun pil değişimiyle ilgili.

SADECE ALT KAPAĞI ÇIKARMAK YETİYOR

Apple, M5 MacBook Pro kullanıcıları için Self Service Repair (Kendi Başına Tamir) programı kapsamında önemli bir güncelleme yayınladı. Daha önceki nesillerde bataryaya ulaşmak için cihazın neredeyse tüm iç aksamını sökmek gerekirken; yeni tasarım sayesinde artık sadece alt kapağı çıkarmak ve batarya yönetim flex kablosunu ayırmak yeterli oluyor. Bu teknik iyileştirme, cihazın iç yapısındaki karmaşayı azaltarak hata payını düşürürken, tamir süresini ise ciddi oranda kısaltıyor.

APPLE ELEŞTİRİLERİ DİKKATE ALDI

Sonbaharda iFixit tarafından yapılan incelemelerde M5 MacBook Pro'nun en zayıf halkası olarak gösterilen batarya değişimi süreci, gelen bu güncellemeyle birlikte Apple'ın eleştirileri dikkate aldığını gösteriyor.

Nitekim Cupertino devi, yeni dönemde batarya modüllerini tek başına satışa sunmaya başlayarak, kullanıcıları ihtiyaç duymadıkları ek parçaları satın alma zorunluluğundan da kurtardı. Batarya modülünün satış fiyatı 209,25 dolar olarak belirlenirken; eski bataryanın Apple'a geri gönderilmesi durumunda ise 22,50 dolarlık bir iade desteği sağlanıyor.

Apple tarafından yayınlanan resmi kılavuzlar sürecin eskiye oranla daha az korkutucu olduğunu kanıtlasa da, cihazı demonte etmek için 14, yeniden toplamak için ise 27 adımın gerekmesi bu işlemin hâlâ yüksek dikkat gerektirdiğini ortaya koyuyor. Özellikle deneyimsiz kullanıcılar için riskli sayılabilecek bu süreç, profesyonel yardım ile bireysel tamir arasındaki ince çizgiyi korumaya devam ediyor. Apple'ın bu hamlesi, Avrupa Birliği ve küresel ölçekte artan "tamir hakkı" baskılarına karşı verilmiş stratejik bir ödün olarak değerlendiriliyor.

BUNLARA DA GÖZ ATIN